Anneler Günü, Annesizler Günü!..

Her şeyi anlatabildiğinizde bir şeyleri anlatmak daha zor gelir. Çünkü bazı şeyler sizin için ötekilerle eşit uzaklıkta değildir.
Bilmediğiniz bir şeyi anlatmaktan daha zoru vardır: çok sevdiğinizi anlatmak! Çünkü kelimelerin en süslülerini, en ironiklerini, en esneklerini, en koyu olanlarını da bulsanız anlatmak istediklerin karşısında kifayetsiz kalırlar.
Hele bir tanesi var ki, isterseniz dokuz dil bilin, edebiyat fakültelerini birincilikle bitirin, bütün söz sanatlarının tozunu attırın, bırakın diğer dilleri, sular seller gibi konuştuğunuz, yazdığınız ana diliniz bile anlatmaya yetmez “ana”yı…
Anlatabildikleriniz ve anlatabileceklerinizin toplamı en fazla sizi anlatır, sizdeki anne sevgisinin… Oysa anne, daha fazlasıdır. Anne, dünyadaki hiçbir varlıkla ve hiçbir duyguyla kıyaslanmayacak, yerine bir başka şey konmayacak yegane varlıktır.
Anne, ne değildir ki!.. Sizi ilk sarandır hayatta ve ömür boyunca bırakmayacak olandır. Cennet kokandır anne, kokusunu ilk aldığınız, üç günlük bebekken ötekilerden ayırt ettiğinizdir. Sizi besleyendir anne, dünyanın en sağlıklı gıdasıyla sizi doyuran, en ilahi besinini yalnız size aktarandır. Sizi dünyaya hazırlayan, tanıdığınız ilk kişidir. Temizleyen, bakan, büyütendir. Uyutup da büyüten… Sizin için beste yapan, ninni söyleyen, size müziği ilk dinletendir. Dünyanın en güzel, en içli, en saf sesidir anne. Bebekken ağladığınızı, daha ağlamadan duyandır. Gece bilmem kaç kere kalkıp üstünüzü örtendir anne, uykuya haram gecelerinde… Gönüllü nöbetçidir, siz uyudukça uykusunu alan…
Çocukluğumuzda yanımızda olandır anne. Düştüğümüzde “anneciğim!” ya da “anam oy!” diye tepki verdiğimizdir.
“Bu yaptığımı babama söyleme” dediğimiz sırdaşımız hatta suç ortağımız, “babama söyle, para versin” dediğimiz aracımızdır anne. Diplomattır, sorunları çözer. Babanın evlada şiddetini göğüsleyendir, göğsünü siper edendir. Durumu kurtarmak için yalan söyleyendir, çocuğu için…
“Bir börek yapar, parmaklarını yersin!” dediğiniz dünyanın en iyi aşçısıdır anne. Çünkü yemeklerine hep sevgisinden bir parça katmıştır. Almadan verendir anne!.. Bire bin veren, büyüyen, çoğalan, kök salan… Toprak gibi, hatta topraktan çok. Öyle olmalı ki, “toprak ana” diyoruz ötekine…
Yokluğa göğüs geren, yoktan var eden evin bereketidir. Aldatılmaya, ihanete, kötü söze, dayağa, kumara, alkole hatta üstüne kuma getirilmesine, bütün duygularını yitirmiş olsa bile, çocuklarını bırakıp gidemediği için katlanandır anne!..
Standarttır anne. İdeal bir kadının nasıl olması gerektiği konusunda size fikir veren, kıyaslama yapabileceğiniz hedeftir.
Şefkattir anne! Ağacı, çiçeği, kuşu, böceği¸kediyi köpeği o yüzden seversiniz. “Yazık” sözcüğünü ilk ondan duymuşsunuzdur, kimseyi incitmemeniz gerektiğini de…
Kısacası hayattır anne, hayatın kendisidir. Dünyanızdır. Kayıtsız şartsız şımarabileceğiniz, çekinmeden yanında ağlayabileceğiniz tek insandır.
Ve sevgisinden emin olduğunuz!..
………………………………………………………..
Çocukluğumun en onurlu günleri olurdu Anneler Günü!.. Çünkü o gün, yılda bir kere anneme, o karşılıksız ve yüce sevgisine, hayatını feda edişine ufak da olsa bir teşekkür fırsatı çıkıyordu. Harçlıklarımdan biriktirdiğim ve çoğunlukla üzerini babamın tamamladığı para ile anneme hediye alırdım. Hediye vermenin hediye almaktan daha güzel bir şey olduğunu da ilk kez o zaman fark etmiştim. O küçücük ellerimle ve küçük küçük harçlıklarımla aldığım küçük hediye nasıl büyük bir mutluluk verirdi bana. İlerde büyüdüğümde, büyük adam olduğumda anneme en büyük hediyeler, yüreğim kadar hediyeler alacağımı hayal ederdim.
Ama hayat tam da böyle değilmiş… Bir şeyler verirken bir şeyler de alıyormuş. Üstelik aldığı şeyleri ne kadar sevdiğine bakmadan, ne zaman alacağına senin karar vermediğin, asla hazır olmadığın zamanlarda alıyormuş.
Erken kaybettim annemi. Doyamadan. Hani o “Hastane Önünde İncir Ağacı”ndaki gibi, bir hastanede. Görüş günü olmadığı için son anlarında yanında olamadan, elini tutamadan…
Şimdi yine bir Anneler Günü heyecanı yaşanıyor. Kızıma bakıyorum da, hem “ne mutlu ki annesi var” diyorum, hem de biraz kıskanıyorum.
Şunu biliyor, şuna inanıyorum ki, annenizi kaybettiğiniz an çocukluğunuz bitiyor. Oysa ki hangi yaşta olursanız olun, dünyanın en güzel ve en ayrıcalıklı şeyi çocukluktur.
Eğer bugün Anneler Günü’nü kutlayacağınız bir anneniz varsa, yaşıyorsa sizden şanslı, sizden mutlu kimse yok demektir.
İşsizliğinizi, soğuk algınlığınızı, ödenmeyen faturalarınızı, tavandan su akıtan banyonuzu, takımınızın şampiyon olamayışını, sizi terk eden sevgilinizi, çocuğunuzun istediği yere girmesine yetmeyen puanını unutturacak kadar büyük bir gücünüz var demektir.
Annenizin kıymetini bilin ve geç kalmadan ona sevdiğinizi söyleyin.
Annenizin ve tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun.

Saygılarımla.
Nejat Gümüş
7 Mayıs 2013, İstanbul

Kiltaş 'ın online kataloğunu incelemek ister misiniz ?

KİLTAŞ REFRAKTER MALZEME SAN. A.Ş.

Tel : 444 3 012 Tel : +90 212 332 30 20 Fax : +90 212 332 08 15
Fevzipaşa Mahallesi Yürek Sokak No:10 Değirmenköy/Silivri/İSTANBUL

KİLTAŞ Refrakter Malzeme San. A.Ş. 
Copyright 2020 Her Hakkı Saklıdır.