Ateşle Oynuyoruz!..

Kiltaş, biliyorsunuz refrakter üretiyor. Refrakter de ateşe dayanıklı malzeme demek…
Yine Kiltaş’ın www.kiltas.com.tr web sitesine girdiğinizde hemen karşınıza “Ateşe Giden Yol” ibaresini görürsünüz. Yani anlayacağınız işimiz “ateşle oynamak”… Hani büyüklerimizin, bir bilinmez maceraya atıldığımızda, boyumuzu aşan bir işe girdiğimizde ya da tehlikeli birine yanaştığımızda, bizi korumak için yaptıkları uyarıda dedikleri “Dikkat et, ateşle oynuyorsun” sözüne inat, biz tam 35 yıldır ateşle oynuyoruz. Bizim için 35 yıl oldu ama, bilim adamlarına göre ateşin bulunuşu tam bir milyon yıl önce gerçekleşmiş. Yani bu demektir ki, aslında insanoğlunun ateşle oyunu bir milyon yıldır devam ediyor.
Ateş deyip geçmeyin, ateşin bulunması insanlık tarihinin dönüm noktası olarak kabul edilir. Hatta uygarlığı başlatan buluş da denilebilir… İnsanlar Bakır Çağı’ndayken, bakırı kalayla eriterek daha sert bir karışım olan tuncu bulurlar ve böylece Tunç Çağı başlar.
Yıldırımların ormanlara düşmesi, şiddetli fırtınalarda ağaç dallarının birbirine sürtmesi ve yanardağdan akan lavların oluşturduğu doğal yangınlar sonucu ateşin bulunduğu tahmin edilmektedir. Ateşin yanıcı bir madde olduğunu anladıklarında ondan uzak durmaya çalıştılar. Ancak daha sonra ısınmak için ateşi kullandılar. Avlandıkları etleri pişirmeyi düşündüler ve daha iyi tat aldılar. Hastalıkları iyileştirmek için bitkileri kaynattılar. Ve böylece ateş hayatın pek çok alanına girdi… Geceyi aydınlatmak, vahşi hayvanlardan korunmak, aletleri işlemek gibi önemli işlevleri yerine getirdi.
Ateşin gücü, önceleri bu gücü yönetmeyi bilmeyen insanlar için ilahi bir güç gibi yorumlandı. Mitler ve efsaneler, yüzyıllardır ateşin gücüne inanıldığını gösteriyor. Kutsal ateşe yüzyıllar boyunca tapılmış, düşmanları sınamakta ve cezalandırmakta kullanılmıştı. Bugün bile dinin ve ruhsal gücün sembolü olarak kabul ediliyor. Tarihteki kültürlerin çoğu, ocaktaki ateşin sönmesinin kötü şans getireceğini düşünürmüş. Bir Kızılderili halkı olan Iroquoislar, ateşleri söndüğünde yok olacaklarına inanırmış.
Ateş, yalnız ilkel dinlerde değil, ilahi dinlerde de önemli bir yere sahiptir. Örneğin bizim dinimizde ateş, insanları günahlarından arındıran bir güce sahiptir. Keza cennet ile cehennem kavramlarına bakacak olursak, cehennemin ateşten ibaret bir yer olduğu tanımlanır. Çocukken ateşe yaklaşmayı yasaklayan anlayış, “cıss” diye korkutmadı mı hepimizi? Yetişkin olduğumuzda da cehennem korkusuyla yanlışlardan korumaya çalışmıyor mu dinimiz?.. Ünlü halk ozanı Pir Sultan Abdal der ki: “Cehennem dediğin dal, odun yoktur. Herkes ateşini kendi götürür.” Bir başka ozan Seyrani de, “Yolcu, ateş yanmak ile yol yanmaz / Erenlerin dokuduğu çul yanmaz / Cehennemde günah yanar, kul yanmaz / Ben günahtan sürmelenmiş gözlüyüm“ dediği mısralarında bizi korkularımızla yüzleşmeye çağırıyor.

Ateşin büyük bir güç olduğu inkar edilemez bir gerçek. Tıpkı diğer büyük güçler gibi, doğru kullanıldığında çok büyük faydaları, yanlış kullanıldığında da çok büyük zararları olabiliyor. Bir yanda insanları soğuktan, kıştan koruyoruz soba yakarak, öte yanda sistemi koruyacağız diye diri diri insanları yakıyoruz. Yemekleri pişiren ateş, ormanları da yakıp çöl ediyor. Enderunlu Vasıf, “Ateş kenarı, kış gününün lalezarıdır” diyerek, ateşin sunduğu o tatlı sıcaklığın hepimizi nasıl mutlu ettiğini anlatıyor.
“Çabucak koca bir ateş yakmak isteyenler, cılız samanları tutuşturmakla işe başlarlar” diyen ünlü yazar Shekespare de, büyük olayların küçük sebeplerden çıktığını işaret ediyor.
Phyhagoras, “Altın ateşle, kadın altınla, erkek de kadınla erir” diyerek tutku ve zaaflarımızı ele veriyor. Nazım Hikmet, “Sen yanmasan, ben yanmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?” diyerek, toplum bilinci ve sorumluluklardan söz ediyor. Bazı değerler için insanın seve seve ateşe gideceğinin kararlılığını vurguluyor. Bir başka ünlü şairimiz Bedri Rahmi Eyüboğlu, “Yanmak damar damar, nefes nefes / Yaşamak tükene tükene” diyor, tutkulu bir hayatın izlerini sürerek… 35 Yaş şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı, “ Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün / Şükretmek, türküsüne daldaki her bülbülün / Yanmak da olsa artık artık, aşk ile yaşıyorum” diyor.
Ve tabii Mevlana!.. “Yanmak var, yanmak var. Odun yanınca kül olur, insan yanınca kul olur” diyen büyük düşünür… “Hamdım, piştim, yandım” diyerek ateşte yanmanın, tava gelmenin olgunlaşmak için gerekli olduğunu, acılardan geçen insanın derinleştiğini nasıl da güzel anlatıyor…
Ateş, şarkılarımızda da sık sık yer alır. Bazen ağır aksak bir Ege türküsünde karşımıza çıkar, “Ah bir ataş ver, cigaramı yakayım” diyerek, bazen de “Yangın olur, biz yangına gideriz” diyen bir İstanbul türküsüyle coşturur bizi… “Ayrılık ateşten bir ok / Nazlı yardan hiç haber yok / Benim derdim herkesten çok / Ben nasıl yanmayım dağlar” diyen hüzünlü şarkı, “Sönmez artık yüreğimde yanan bu son ateş”, “Bu ateşi sen yaktın / Gel de sen söndür”, “Ateş olup yaksan da / Gonca güller taksan da / Affetmem asla seni”, “Bir ateşim yanarım, külüm yok dumanım yok / Sen yoksan mekanım belli değil, zamanım yok”, “Biraz kül biraz duman / O benim işte / Kerem misali yanan / O benim işte” ve “Beni yak kendini yak her şeyi yak / Bir kıvılcım yeter ben hazırım bak” diyen şarkılar hep ateşi anlatır. Tabii ki burada söz konusu olan aşk ateşidir. Yürek yangınıdır.
Ocaktaki, sanayideki ateşi dindirmeye refrakterlerimizin gücü yetiyor da, yürek yangınına kaç Kiltaş kurulursa kurulsun, çözüm olmuyor. Aşkın yakıcılığından nasibini almış kocaman bir adam bile çocuklaşıyor, çaresizleşiyor ve “Anne bak yine terli terli aşk içtim. Ateşim düşmüyor yarin yüreğine” diyecek hale geliyor.
İşte böyle sevgili dostlar, işimiz zor; ateşle oynuyoruz. Zamanında ateş efendiymiş, şimdi bizler refrakterlerimizle ateşin efendisiyiz.
Bu arada epeydir yazı başındayım; izninizle bir sigara içeceğim.
Ateşi olan var mı?

Saygılarımla.
Nejat Gümüş

Kiltaş 'ın online kataloğunu incelemek ister misiniz ?

KİLTAŞ REFRAKTER MALZEME SAN. A.Ş.

Tel : 444 3 012 Tel : +90 212 332 30 20 Fax : +90 212 332 08 15
Fevzipaşa Mahallesi Yürek Sokak No:10 Değirmenköy/Silivri/İSTANBUL

KİLTAŞ Refrakter Malzeme San. A.Ş. 
Copyright 2020 Her Hakkı Saklıdır.